UZAY ÇAĞINDA MİTOLOJİK ZAMANLARA MÜZİKLİ YOLCULUK

  16 Mayıs’ta başlayan ve 8 Haziran’a kadar devam edecek olan 4. Marmaris Uluslararası Kültür ve Sanat Festivalinde (MKSF25)  18 Mayıs Dünya Müzeler Gününde, zaman 5000 yıl öncesine aktı.

UZAY ÇAĞINDA MİTOLOJİK ZAMANLARA MÜZİKLİ YOLCULUK
              16 Mayıs’ta başlayan ve 8 Haziran’a kadar devam edecek olan 4. Marmaris Uluslararası Kültür ve Sanat Festivalinde (MKSF25)  18 Mayıs Dünya Müzeler Gününde, zaman 5000 yıl öncesine aktı.

              Festival; Marmaris’in Çamlı köyünden teknelerle gidilen, halk tarafından Kleopatra Adası olarak ta bilinen Kedreai (Sedir Adası) Antik Kentinde, MAKSAD Oda Müziği Topluluğu klasik müzik  konseriyle  devam etti.
 

             
                  Karia uygarlığına ait antik tiyatroda, devam eden kazı alanının güvenliği sebebi ile kapalı bir gruba sunulan konserde davetliler, müzik eşliğinde günümüzden 5000 yıl öncesinin antik atmosferini yaşadılar.

ANTİK ÇAĞDAN GELEN KEDREAI GELECEĞE MİRAS KALACAK




              Konser öncesinde konukları adayı gezdiren ve bilgilendiren Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünden Kazı Başkanı Öğr. Üyesi Dr. Sevilay Zeynep Yıldız, Kazı Başkan Yardımcısı Arkeolog Gözde Adıgüzel Çevik, Arkeolog Selim Yıldız ve Arkeolog Timurhan Çaktı; Kedreai (Sedir Adası) Antik Kentinin M.Ö. 2200 Yılından bugüne gün yüzüne çıkan, Kıyı Karia’da Bir Ada Yerleşimi olduğuna dikkat çekerek; “Günümüzde Muğla İli, Ula ve Marmaris ilçeleri idari sınırları içerisinde bulunan Kedreai (Sedir Adası), antik dönemde Karia Bölgesi’nde yer alır. Kedreai, Ege Denizi’nin güneydoğusunda, Ege’nin Akdeniz ile birleştiği Gökova/ Kerme (Keramos) Körfezi’nin doğu ucunda konumlanan bir ada yerleşimidir. Güneydoğu Ege’de bir ada yerleşmesi olmasının avantajı olan deniz yolları ile çevre Kıyı Karia, güneyde Dodekanes (On İki Adalar) Adaları’na, Ege ve Akdeniz dünyasına bağlanmıştır. Kent Karialı ve Yunan/Grek özelliklerini bir arada barındırmıştır.

              Kedreai, yaklaşık 3000 yıllık arkeolojik mirası ve günümüzde antik kentle bütünleşmiş doğal dokusuyla tanımlanır. Antik kent, modern yerleşime kapalı, 1. Derece Arkeolojik, 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsündedir ve aynı zamanda Gökova Kıyı Alanları, Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yer alır. 2023 yılında kaybettiğimiz Prof. Dr. Adnan Diler’in özverili çalışmaları Kedreai’nin kültürel ve doğal varlıklarının tespiti, belgelenmesi ve korunması açısından dönüm noktasıdır. 2017 yılında antik kentte kazı çalışmalarını başlatan Sayın Diler’in ardından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Sevilay Zeynep Yıldız’ın başkanlığında Kedreai kazı ve araştırmaları 2024 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığı Kararlı Kazı statüsünde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında sürdürülmektedir.       Adalardan oluşan kentin coğrafi şartları yerleşim stratejisi üzerinde etkili olmuştur. Merkezi yerleşim alanı Sedir Adası olan kentin teritoryumu içerisinde, kuzeyinde Orata Adası ve kuzeydoğuda Küçük Ada’nın yanı sıra Sedir Adası’nın doğu yakasındaki ana karada nekropol alanı, tarım alanları, liman gibi yapıların bir bölümü yer alır.

Yazılı kaynaklar ve arkeolojik araştırmalar Kedreai’nin döneminde ticari ve dini açıdan önemli bir merkez olduğuna işaret eder. Kazı çalışmalarının yeni başlamış olmasına rağmen 2023 ve 2024 kazı sezonlarında yerleşimin geçim kaynaklarına dair ip uçları bulunmuştur. Deniz aşırı ticaretin yanında, küçük ölçekli dokumacılık faaliyetlerine ilişkin arkeolojik buluntular tespit edilmiştir. Kedreai gibi denizel kültürün hâkim olduğu bir ada yerleşiminde olta uçları, kurşun ağ ağırlıkları gibi balıkçılık faaliyetlerinin izlerinin de bulunması şaşırtıcı değildir.
              Kazı çalışmaları ağırlıklı olarak kentin Savunma Sistemi, Apollon Kutsal Alanı, Tiyatro Alanı ve yerleşimin en erken arkeolojik verilerini barındıran Doğu Tepesi’nde sürdürülmüştür. 2024 yılı kazı çalışmalarında Hellenistik Dönem’e tarihlenen tiyatronun orkestra kazıları tamamlanmış ve geç dönem yapıları ile tahrip olan tiyatronun sahne binasına dair ilk mimari verilere de ulaşılmıştır.
                     
Sedir Adası ve çevresi 19. yüzyıldan itibaren gezginlerin, özellikle eski yazıtlar üzerinde çalışan epigrafların ziyaret ettiği bir yerleşimdir. Bu dönemden itibaren adanın arkeolojik mirası kayıt altına alınmaya başlanmış ve yerleşimin adının Kedreai olduğu kentte bulunan Eski Yunanca yazıtlar ile tanımlanmıştır.  Eski Yunanca’da “sedir ağacı” anlamına gelen “Κέδρος” (Kedros) (Lat. Cedrus) isminden yola çıkarak kentin adının “sedir ağaçlı yerin halkı” olduğu öne sürülmektedir. Türk Dönemi’nde “Şehiroğlu” / “Sehir Adaları” adları ile bilinmektedir. Günümüzde ise ada üzerinde sedir ağacı bulunmamaktadır.

              Kedreai, en erken MÖ 5. ve 4. yüzyıl tarihlenen yazılı kaynaklarda takip edilir. Hellenistik Dönem’de Kedreai’nin, Rhodos’un karşı kıyıdaki (yakada) toprakları anlamına gelen “peraia”ya dahil olduğu epigrafik belgelerden anlaşılmaktadır. Kedreai’de bulunan yazıtlardan kentte Tanrı Apollon kültünün varlığı ve bu kültler ile ilişkili oyunlar (agon) düzenlendiği bilinmektedir.

Günümüzde Kedreai Antik Kenti’nde yüzeyde ayakta kalmış mimari yapıların çoğunluğu Hellenistik ve Geç Roma/Bizans dönemlerine ait olsa da kazı çalışmalarında Geç Geometrik, Arkaik ve Klasik dönemlere tarihli seramik parçaları ve diğer küçük buluntularla daha erken dönemlere giden yerleşim varlığının izlerini göstermektedir.

              Hellenistik Dönem, Kedreai’nin en parlak ve güçlü dönemini temsil etmektedir. Bugün merkez yerleşim olan Sedir Adası’nda gördüğümüz ayakta kalmış, tiyatro, surlar, Apollon Kutsal Alanı, liman yapıları gibi anıtsal kamu yapısı bu dönemde inşa edilmiştir. Hellenistik Dönem dışında, teritoryum içerisinde yüzeyde görülen yapıların büyük bir bölümü de Erken Hristiyanlık, Doğu Roma/Bizans Dönemi dini yapıları ve bunlarla ilişkili sarnıçlardan oluşmaktadır. Kedreai’nin Osmanlı Dönemi içlerine değin iskân edildiği kısıtlı da olsa kazı verileri ile ortaya konulmuştur.” dediler.” Ata SEVGİ AjansCANKA


21.05.2025 01:34:13